BAP 12

KÖTÜ günler gelmeden, ve: Onlardan zevk almıyorum, diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
2. güneş ve ışık, ay ve yıldızlar kararmadan, ve yağmurdan sonra bulutlar geri dönmeden, gençliğinin günlerinde seni Yaratanı hatırla;
3. o günde ki, evi bekliyenler titriyecekler, ve kuvvetliler iğilecekler, ve övütücüler azaldıkları için işten kalacaklar, ve pencerelerden bakanlar kararacaklar,
4. ve değirmen sesi yavaşlanınca sokağa açılan çift kapı kapanacak; ve adam kuş sesine kalkacak, ve bütün musiki kızlarının sesi alçalacak;
5. hem de yüksek yerden korkacaklar, ve yolda dehşetler olacak; ve badem ağacı çiçeklenecek, ve çekirge ağır gelecek, ve arzu zayıflıyacak; çünkü insan kendi ebediyet evine gidecek, ve yas tutanlar sokakta dolaşacaklar;
6. gümüş tel kopmadan, ve altın tas kırılmadan, ve testi çeşmede parçalanmadan, ve kuyuda su dolabı kırılmadan,
7. ve toprak yere, evelki haline dönmeden, ve ruh onu veren Allaha dönmeden, seni Yaratanı hatırla.
8. Boşların boşu, Vaiz diyor; her şey boş.
9. Bundan başka Vaiz hikmetli olduğu için hâlâ kavma bilgi öğretiyordu; ve kulak verdi ve araştırdı, ve bir çok meselleri sıraya koydu.
10. Vaiz hoş sözleri, ve doğrulukla yazılmış olanı, hakikat sözlerini bulmağa çalıştı.
11. Hikmetlilerin sözleri üğendireler gibidir; ve meclis üstadlarının sözleri iyi çakılmış çiviler gibidir; bir çoban tarafından verilmişlerdir.
12. Ve bundan başka, ey oğlum, sakın; çok kitaplar yapmanın sonu yoktur; ve çok okumak beden yorgunluğudur.
13. İşin sonu şudur; her şey işitildi: Allahtan kork, ve onun emirlerini tut; çünkü insanın bütün vazifesi budur.
14. Çünkü iyi olsun kötü olsun, her gizli şeyle beraber her işi Allah hükme götürecektir.

BAP 11

EKMEĞİNİ suların yüzüne at; çünkü bir çok günlerden sonra onu bulacaksın.
2. Yedi kişiye, ve hattâ sekiz kişiye pay ver; çünkü yeryüzünde ne kötülük olacağını bilmezsin.
3. Eğer bulutlar yağmurla dolu iseler, yeryüzüne boşanırlar; ve eğer bir ağaç cenuba doğru, yahut şimale doğru düşerse, o ağaç orada, düştüğü yerde kalır.
4. Yeli gözeten ekmez; ve bulutlara bakan biçim biçmez.
5. Yelin yolu ne olduğunu, ve gebe kadının rahminde kemiklerin nasıl büyüdüğünü bilmediğin gibi, her şeyi yapan Allahın işini de öyle bilmezsin.
6. Tohumunu sabahlayın ek, ve akşama kadar eline rahat verme; çünkü hangisi, bu mu yoksa şu mu iyi olacak, yoksa ikisi de ayni derecede mi iyi olacak bilmezsin.
7. Işık da tatlıdır, ve güneşi görmek gözlere hoştur.
8. Evet, adam çok yıllar yaşarsa, onların hepsinde sevinsin; fakat karanlık günleri ansın, çünkü onlar çok olacaklardır. Gelen her şey boştur.
9. Ey genç adam, tazeliğinde sevinçli ol, ve gençliğinin günlerinde yüreğin seni sevindirsin, gönlünün yollarında, ve gözlerinin gördüklerinde yürü; ancak bil ki, bunların hepsi için Allah seni hükme götürecektir.
10. Bunun için kederi yüreğinden çıkar, ve kötülüğü bedeninden uzaklaştır; çünkü tazelik ve yiğitlik çağı boştur.

BAP 10

ÖLÜ sinekler attarın yağını kokutur ve bozar; biraz akılsızlık da hikmetten ve izzetten daha ziyade tartıda ağırdır.
2. Hikmetli adamın yüreği sağındadır: fakat akılsızın yüreği solundadır.
3. Hem de akılsız adam yolda gezerken anlayışı eksiktir; ve akılsız olduğunu herkese anlatır.
4. Eğer sana karşı hükümdarın öfkesi yükselirse, olduğun yeri bırakma; çünkü yumşaklık büyük suçları bastırır.
5. Güneş altında gördüğüm bir kötülük var, hükümdarın elinden çıkan yanlışlık gibidir:
6. Akılsızlık çok yüksek makamlara konuluyor, ve zenginler alçakta oturuyorlar.
7. Köleleri atlar üzerinde, reisleri yerde köleler gibi yürümekte gördüm.
8. Çukur kazan, içine düşer; ve duvarda gedik açanı yılan sokar.
9. Taş kesen onlardan incinir; odun yaran o yüzden tehlikeye düşer.
10. Eğer demir kör ise, ve ağzı bilenmezse, daha çok kuvvet sarfetmeli; fakat iş başarmak için hikmet faidelidir.
11. Eğer yılan büyü yapılmadan önce sokarsa, o zaman sihirbazın faidesi yoktur.
12. Hikmetli adamın ağzının sözleri lâtiftir; fakat akılsızın dudakları kendini yutar.
13. Ağzının sözlerinin başlangıcı akılsızlıktır; ve sözünün sonu kötü deliliktir.
14. Ve akılsız adam sözü çoğaltır; fakat ne olacağını kimse bilmez; ve kendisinden sonra olacak şeyi ona kim bildirir?
15. Akılsızların emeği kendilerini yorar; çünkü şehre nasıl gideceğini bilmez.
16. Ey diyar, senin kıralın bir çocuk olduğu, ve reislerin sabahlayın ziyafet ettikleri zaman, vay sana!
17. Ey diyar, senin kıralın asilzade olduğu, ve reislerin sarhoşluk için değil kuvvet için vaktinde yemek yedikleri zaman, ne mutlusun!
18. Haylazlıkla dam çöker; ve ellerin gevşekliğile evin içine yağmur damlar.
19. Ziyafet gülmek için yapılır, ve şarap hayata sevinç verir; ve gümüş hepsine yeter.
20. Fikrinde bile kırala sövme; ve yatak odanda zengine sövme: çünkü göklerin kuşu sesi taşır, ve kanatları olan sözü bildirir.

BAP 9

ÇÜNKÜ bunun hepsini araştırmak için hepsini yüreğime koydum; salihler, ve hikmetli adamlar, ve onların işleri Allahın elindedir; sevgi mi yoksa nefret mi, insan onu bilmez; her şey onların karşısındadır.
2. Herkesin başına her şey ayni surette geliyor; salihle kötünün; iyinin ve tahirin, ve murdarın; kurban arzedenle etmiyenin başına gelen şey birdir; iyi adam nasılsa, suç işliyen de öyledir; and eden de anttan korkan gibidir.
3. Güneş altında yapılan her şeyde belâ şu ki, herkesin başına gelen şey birdir; hem de âdem oğullarının yüreği kötülükle doludur, ve ömürlerinin devamınca yüreklerinde delilik vardır, ve ondan sonra ölülere katılıyorlar.
4. Çünkü bütün yaşıyanlarla beraber olan için ümit vardır; çünkü sağ köpek ölü aslandan iyidir.
5. Çünkü yaşıyanlar biliyorlar ki, öleceklerdir; fakat ölüler bir şey bilmezler, ve artık onlar için ücret yoktur; çünkü onların anılması unutulmuştur.
6. Sevgileri de, düşmanlıkları da, kıskançlıkları da çoktan yok olmuştur; ve güneş altında yapılan bir şeyde artık onlar için ebediyen pay yoktur.
7. Git sevinçle ekmeğini ye, ve iyi yürekle şarabını iç; çünkü Allah senin işlerinden çoktan razı olmuştur.
8. Esvabın daima ak olsun; ve başının üzerinde hoş kokulu yağ eksik olmasın.
9. Güneş altında sana vermiş olduğu boş ömrünun bütün günlerinde, bütün boş günlerinde sevdiğin karın ile bir hoş hayat geçir; çünkü hayattan, ve güneş altında çektiğin emekten payın budur.
10. İşlemek için elinin bulduğu her ne ise, onu kuvvetinle işle; çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş ve düşünce, bilgi ve hikmet yoktur.
11. Döndüm, ve güneş altında gördüm ki, yarış ayağına tez olanlar için değil, ve cenk yiğitler için değil, ekmek de hikmetliler için değil, zenginlik de anlayışlı adamlar için değil, inayet de bilgili adamlar için değil; çünkü onların hepsini vakit ve tali karşılar.
12. Çünkü insan da vaktini bilmez; kötü ağa balıklar nasıl tutulurlarsa, ve kuşlar tuzağa nasıl tutulurlarsa, bunlar gibi âdem oğulları da, üzerlerine kötü vakit ansızın düşünce, ona öyle tutulurlar.
13. Güneş altında hikmet olarak şunu da gördüm, ve bana büyük göründü:
14. Küçük bir şehir vardı, ve onda az adamlar vardı; ve ona karşı büyük bir kıral gelip onu kuşattı, ve ona karşı büyük meterisler yaptı.
15. Ve onda hikmetli bir fakir adam bulundu, ve şehri hikmetile kurtardı; fakat kimse o fakir adamı anmadı.
16. Ve ben dedim: Hikmet kuvvetten iyidir; fakat fakir adamın hikmeti hor görülüyor, ve onun sözleri işitilmiyor.
17. Sessizlik içinde işitilen hikmetlilerin sözleri, akılsızlar arasında hükümdar olanın bağırışından iyidir.
18. Hikmet cenk âletlerinden iyidir; fakat bir suçlu çok iyiliği yok eder.

BAP 8

HİKMETLİ adam gibi kim var? ve bir şeyin manasını kim bilir? Adamın hikmeti kendi yüzünü aydınlatır, ve yüzünün sertliği değişir.
2. Ben sana öğüt veriyorum: Kıralın emrini tut, bunu da Allah andından ötürü.
3. Onun önünden çıkmakta acele etme; kötü işte durma; çünkü kıral dilediği her şeyi yapar.
4. Çünkü kıralın sözünde kuvvet vardır; ve kim ona: Ne yapıyorsun? diyebilir?
5. Emri tutan kötü şeye uğramaz; ve hikmetli adamın yüreği vakti ve hükmü ayırt eder;
6. çünkü her iş için vakit ve hüküm vardır; çünkü insanın derdi kendi üzerinde ağırdır;
7. çünkü olacak şey nedir bilmez; çünkü nasıl olacağını ona kim bildirir?
8. Ruhu tutmak için ruhun üzerine kuvveti olan yok; ve ölüm günü üzerinde kuvveti olan yok; ve cenkte salıverme yok; ve kötülük, sahibini kurtarmaz.
9. Bunun hepsini gördüm, ve güneş altında yapılan her işe yüreğimi koydum; zaman olur ki, bir adamın diğer adam üzerine hâkimiyeti kendi zararınadır.
10. Böylece kötülerin gömüldüklerini gördüm, ve kabre geldiler; doğruluk yapmış olanlar ise, mukaddes yerden gittiler, ve şehirde unutuldular; bu da boş.
11. Mademki kötü işe karşı hüküm çabuk yapılmıyor, âdem oğullarının yüreği bundan ötürü kötülük etmek için kendi içlerinde cesaret buluyor.
12. Suç işliyen yüz kere kötülük edip günlerini uzatırsa da, ben yine iyi bilirim ki, Allahtan korkanlara, onun önünde korkanlara iyilik olacaktır;
13. fakat kötüye iyilik olmıyacak, ve gölge gibi olan günlerini uzatmıyacaktır; çünkü Allahın önünde korkmıyor.
14. Yeryüzünde yapılan boş bir şey var: salih adamlar var ki, onların başına gelen kötü adamların işine göredir; kötü adamlar da var ki, onların başına gelen salih adamların işine göredir; bu da boştur, dedim.
15. Ve ben sevinci övdüm, çünkü güneş altında insan için yemekten, ve içmekten, ve sevinçli olmaktan daha iyi bir şey yoktur; çünkü Allahın güneş altında ona verdiği ömrünün bütün günlerinde çektiği emekte kendisine kalacak budur.
16. Hikmeti öğrenmek, ve yeryüzünde yapılan işi görmek için yüreğimi koyunca (çünkü ne gece ve ne gündüz gözlerine uyku girmiyen adam da vardır),
17. Allahın her işini gördüm ki, insan güneş altında yapılan işi bulup çıkaramaz; çünkü onu aramak için insan ne kadar emek çekse, yine onu bulup çıkaramaz; ve hikmetli adam bile anlamak için düşünse, yine onu bulup çıkaramaz.

BAP 7

İYİ ad hoş kokulu yağdan, ve ölüm günü, bir adamın doğduğu günden iyidir.
2. Yas evine gitmek ziyafet evine gitmekten iyidir; çünkü her adamın sonu odur; ve yaşıyan onu yüreğine koyar.
3. Keder gülmekten iyidir; çünkü yüzün mahzun olması ile yürek daha iyi olur.
4. Hikmetli adamın yüreği yas evindedir; fakat akılsızların yüreği sevinç evindedir.
5. Bir adam için akılsızların türküsünü işitmektense, hikmetlinin azarlamasını işitmek iyidir.
6. Çünkü kazan altında çalıların çatırtısı nasılsa, akılsızın gülmesi de öyledir; bu da boş.
7. Gerçek gasıplık hikmetli adamı delirtir; ve rüşvet anlayışı yok eder.
8. Bir şeyin sonu başlangıcından iyidir; ve ruhta sabırlı olan ruhta kibirli olandan iyidir.
9. Darılmakta ruhun tez olmasın, çünkü dargınlık akılsızların bağrında barınır.
10. Niçin evelki günler bunlardan daha iyi idiler? deme; çünkü bunun hakkındaki sorgun hikmetle değildir.
11. Hikmet miras kadar iyidir; ve güneş görenler için daha iyidir.
12. Çünkü hikmet siperdir, gümüş de siperdir; fakat bilginin üstünlüğü şudur ki, hikmet kendi sahibini yaşatır.
13. Allahın işine bak; çünkü onun iğrilttiğini kim doğrultabilir?
14. İyilik gününde sevinçli ol, ve kötü günde dikkatli ol; hem Allah birini obirinin yanında yaptı, ta ki, insan kendisinden sonra olacak şeyi bulmasın.
15. Boş olan günlerimde bunun hepsini gördüm; salih adam var ki, salâhında yok oluyor, ve kötü adam var ki, kötülüğünde ömrünü uzatıyor.
16. Pek çok salih olma, ve kendini çok hikmetli etme; niçin kendini helâk edesin?
17. Pek çok kötü olma, ve akılsız olma; niçin kendi vaktinden evel ölesin?
18. Bunu tutman iyidir; hem ondan da elini çekme; çünkü Allahtan korkan adam bunların hepsinden çıkar.
19. Hikmet, hikmetli adamı şehirde olan on hükümdardan ziyade kuvvetlendirir.
20. Gerçek, yeryüzünde iyilik edip suç işlemiyen salih adam yoktur.
21. Hem de kulunun sana sövdüğünü işitmiyesin diye, söylenilen bütün sözlere yüreğini verme;
22. çünkü senin yüreğin de bilir ki, sen de çok kereler başkalarına sövdün.
23. Bunun hepsini hikmetle denedim: Hikmetli olacağım, dedim; fakat o benden uzaktı.
24. Olan şey uzak, ve çok derin; kim onu bulabilir?
25. Döndüm, ve yüreğim hikmeti, ve şeylerin sebebini bilmeğe ve araştırmağa ve aramağa, ve kötülüğün akılsızlık olduğunu, ve akılsızlığın delilik olduğunu bilmeğe koyuldu.
26. Ve kadını ölümden acı buldum, o kadın ki, yüreği tuzak ve ağlar, ve elleri zincirlerdir; Allahın önünde iyi olan adam ondan kaçıp kurtulur; fakat suç işliyen ona tutulur.
27. İşte, Vaiz diyor: Birer birer hesabı çıkarmak için bunu buldum;
28. canım hâlâ onu arıyor, fakat bulmadım; binde bir erkek buldum; fakat onların hepsinde bir kadın bulmadım.
29. İşte, ancak şunu buldum ki, Allah insanı doğru yarattı; fakat onlar çok düzenler aradılar.

BAP 6

GÜNEŞ altında gördüğüm kötü bir şey var, ve insanlar üzerinde ağırdır:
2. Bir adam ki, Allah ona zenginlik, mal ve izzet verir, ve dilediği her şeyden canı için eksik bir şey yoktur, fakat onda yemeğe Allah kuvvet vermez, ancak onu bir yabancı yer; bu boştur, ve kötü bir derttir.
3. Bir adam yüz çocuk babası olsa, ve çok yıllar yaşasa, ve yıllarının günleri çok olsa, fakat canı iyiliğe doymamışsa, ve bir kabre gömülmemişse, ben derim ki, vaktinden evel düşürülmüş çocuk ondan daha iyidir;
4. çünkü boşlukla geliyor, ve karanlıkta gidiyor, ve adı karanlıkla örtülüyor;
5. hem de güneş görmemiş ve onu bilmemiştir; bunun rahatı obirininkinden ziyadedir;
6. ve iki kere bin yıl yaşasa, ve iyilik görmese, hepsi bir yere gitmiyorlar mı?
7. İnsanın bütün emeği ağzı içindir, ve yine canı doymaz.
8. Çünkü hikmetli adamın akılsızdan ne üstünlüğü var? yaşıyanlar önünde yürümeği bilen fakire ne var?
9. Gözlerin görmesi canın arzu çekmesinden iyidir; bu da boş, ve yeli kavramağa çalışmaktır.
10. Ne olmuşsa çoktan onun adı konulmuştur; ve insanın ne olduğu biliniyor; ve kendisinden kuvvetli olanla çekişemez.
11. Mademki boşluğu artıran çok şeyler vardır, insana ondan ne faide var?
12. Çünkü insan için hayatında, gölge gibi geçirdiği boş ömrünün bütün günlerinde, iyi şeyin ne olduğunu kim bilir? çünkü kendisinden sonra güneş altında ne olacağını bir adama kim anlatabilir?

BAP 5

ALLAHIN evine gittiğin zaman, ayağını gözet; çünkü dinlemek için yaklaşmak akılsızlar kurbanını vermekten daha iyidir; çünkü kötülük yapmakta olduklarını bilmiyorlar.
2. Ağzınla acele etme, ve Allahın önünde söz söylemeğe yüreğin tez olmasın; çünkü Allah göklerdedir, ve sen yer üzerindesin; bunun için sözlerin az olsun.
3. Çünkü iş çokluğu ile ruya gelir, söz çokluğu ile de akılsızın sesi.
4. Allaha adak adayınca onu ödemekte gecikme; çünkü akılsızlardan hoşlanmaz; adadığını öde.
5. Adayıp ödememektense adamaman daha iyidir.
6. Ağzını bırakma ki, bedenine suç işlettirsin; ve meleğin önünde: O yanlış oldu, deme; Allah niçin senin sözünle öfkelensin, ve senin ellerinin işini bozsun?
7. Çünkü ruyaların çokluğunda, ve söz çokluğunda boş şeyler vardır; ancak sen Allahtan kork.
8. Bir memlekette fakirlerin sıkıştırıldığını, ve adaletin ve doğruluğun zorlandığını görürsen, bu işe şaşma; çünkü yüksek olanın üzerinde daha yüksek olanı bakıyor; ve onların üzerinde daha yüksek olanlar var.
9. Ve toprağın verdiği faide herkes içindir; kıralın kendisine de tarla ile hizmet olunur.
10. Gümüşü seven gümüşe, ve bolluğu seven mahsule doymaz; bu da boş.
11. Mal çoğalınca onu yiyenler de çoğalır; ve gözlerile onları görmekten başka sahibi için ne faide var?
12. Az yesin yahut çok yesin, çalışan adamın uykusu tatlıdır; fakat zenginin tokluğu onu uyumağa bırakmaz.
13. Güneş altında bir kötü belâ var ki, onu gördüm: sahibi tarafından kendi zararına saklanılan servet;
14. ve bu servet işin ters dönmesile yok olur; ve eğer bir oğul babası oldu ise, onun elinde bir şey yoktur.
15. Anasının rahminden nasıl çıktı ise, geldiği gibi yine çıplak gidecek, ve elinde götürsün diye emeği için bir şey almıyacak.
16. Her halde nasıl geldi ise, öyle gidecek, bu da kötü bir belâdır; ve yel için emek çekmesinden ne kazancı oldu?
17. Hem de bütün günlerinde karanlıkta yiyor, ve çok sıkılıyor, ve hastalığı ve öfkesi var.
18. İşte, iyi ve güzel olduğunu gördüğüm şu ki, insan yesin ve içsin, ve kendisine Allahın verdiği ömrünün bütün günlerinde, güneş altında çektiği her emeğinden iyilik görsün; çünkü onun payı budur.
19. Hem de Allahın kendisine zenginlik ve mal, ve ondan yemek, ve payını almak için, ve emeğile sevinmek için kendisine kuvvet verdiği her adam — bu Allahın vergisidir.
20. Çünkü ömrünün günlerini çok anmıyacaktır; çünkü Allah ona yüreğinin sevincinde cevap verir.

BAP 4

VE ben döndüm, ve güneş altında yapılan bütün işkenceleri gördüm; ve işte, ezilenlerin gözyaşları! ve onları teselli eden yok; ve onları ezenler tarafından zorbalık! ve onları teselli eden yok.
2. Ve ben hâlâ sağ bulunan yaşıyanlardan ziyade çoktan ölmüş olan ölüleri övdüm;
3. ve doğmamış ve güneş altında yapılan kötü işi görmemiş olanı bunların ikisinden ziyade mutlu saydım.
4. Ve her emeği ve iyi giden işi gördüm ki, bir kimsenin komşusu tarafından kıskanılması bundan dolayıdır. Bu da boş, ve yeli kavramağa çalışmaktır.
5. Akılsız ellerini kavuşturur, ve kendi etini yer.
6. Rahatla bir avuç dolusu, emekle ve yeli kavramağa çalışarak iki avuç dolusundan iyidir.
7. Ve ben döndüm, ve güneş altında boşluk gördüm.
8. Bir adam var, ona ikinci yok; oğlu da kardeşi de yok; ve bütün emeğinin sonu yok; ve gözleri zenginliğe doymıyor. Öyle ise ben kimin için emek çekeyim, ve canımı iyilikten mahrum edeyim? diyor. Bu da boş ve kötü bir zahmet.
9. İki kişi bir kişiden iyidir, çünkü emekleri için iyi ücretleri olur.
10. Çünkü düşerlerse, biri arkadaşını kaldırır; fakat yalnız olup düşenin vay başına! onu kaldıracak kimse yoktur.
11. Hem de iki kişi beraber yatarlarsa, ısınırlar; fakat tek başına bir adam nasıl ısınabilir?
12. Bir adam tek başına olanı yenerse, iki kişi ona karşı koyar; üç kat iplik de çabuk kopmaz.
13. Fakir ve hikmetli genç, artık öğüt almayı bilmiyen kocamış ve akılsız kıraldan iyidir.
14. Çünkü hapishaneden kıral olmak için çıktı; ve kendi ülkesinde fakir doğmuştu.
15. Güneş altında yürüyen bütün yaşıyanları onun yerine duran ikinci genç ile beraber gördüm.
16. Bütün kavmın, başlarında olduğu bütün adamların sonu yoktu; fakat kendisinden sonra gelenler onunla sevinmiyeceklerdir. Gerçek bu da boş, ve yeli kavramağa çalışmaktır.

BAP 3

HER şeyin zamanı, ve gökler altında her işin vakti var;
2. doğmanın vakti var, ve ölmenin vakti var; dikimin vakti var, ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var;
3. öldürmenin vakti var, ve şifa vermenin vakti var; yıkmanın vakti var, ve bina etmenin vakti var;
4. ağlamanın vakti var, ve gülmenin vakti var; dövünmenin vakti var, ve oynamanın vakti var;
5. taşları atmanın vakti var, ve taşları devşirmenin vakti var; kucaklaşmanın vakti var, ve kucaklaşmadan çekinmenin vakti var;
6. aramanın vakti var, ve yitirmenin vakti var; saklamanın vakti var, ve atmanın vakti var;
7. yırtmanın vakti var, ve dikiş dikmenin vakti var; susmanın vakti var, ve söylemenin vakti var;
8. sevmenin vakti var, ve nefret etmenin vakti var; cengin vakti var, ve barışıklığın vakti var.
9. İşliyene emek çektiği işten ne kazanç var?
10. Onunla uğraşsınlar diye âdem oğullarına Allahın verdiği zahmeti gördüm.
11. O her şeyi vaktinde güzel yaptı; onların yüreğine de ebediyeti koydu, fakat şöyle ki, insan Allahın yaptığı işi baştan sona kadar bulup çıkaramaz.
12. Biliyorum ki, onlar için sevinçli olmaktan, ve ömürleri oldukça iyilik etmekten daha iyi bir şey yoktur.
13. Hem de her adamın yiyip içmesi, ve bütün emeğinden iyilik görmesi Allahın vergisidir.
14. Biliyorum ki, Allahın yaptığı her şey ebediyen olacaktır; ona bir şey katılamaz, ve ondan bir şey eksiltilemez; ve kendi önünde korksunlar diye Allah onu yaptı.
15. Var olan eskidendir; ve olacak olan eskiden olmuştur; ve Allah geçmiş olanı yine arıyor.
16. Ve yine güneş altında gördüm ki, hakkın yerinde kötülük var; adaletin yerinde de kötülük var.
17. Yüreğimde dedim: Allah salihe de kötüye de hükmedecektir; çünkü orada her şey için ve her iş için bir vakit vardır.
18. Yüreğimde dedim: Bu iş âdem oğulları yüzündendir, Allah onları denesin, ve kendilerinin ancak hayvan olduklarını görsünler diyedir.
19. Çünkü âdem oğullarının başına gelen, hayvanların başına da geliyor; ve başlarına gelen şey birdir; bu nasıl ölüyorsa, öteki de öyle ölüyor; hepsinin bir soluğu var; ve adamın hayvana üstünlüğü yoktur; çünkü hepsi boş.
20. Hepsi bir yere gidiyorlar; hepsi topraktandır, ve hepsi yine toprağa dönüyorlar.
21. Âdem oğullarının ruhu yukarıya çıktığını, ve hayvanın ruhu aşağıya yere indiğini kim biliyor?
22. Ve gördüm ki, adamın kendi işlerinde sevinçli olmasından daha iyi bir şey yoktur; çünkü onun payı budur; çünkü kendisinden sonra olacak şeyi görmek için onu kim geri getirecek?

BAP 2

BEN yüreğimde dedim: Haydi gel sevinçle seni deniyeyim; iyiliği de gör; ve işte, o da boş.
2. Gülme için: Deliliktir; sevinç için de: Neye yarar? dedim.
3. Ömürlerinin bütün günlerince gökler altında yapsınlar diye âdem oğulları için iyi olan ne idiğini görünciye kadar, yüreğim bana hikmetle yol gösterirken, bedenimi şarapla nasıl dinlendireyim, ve akılsızlığı nasıl ele alayım, diye yüreğimde araştırdım.
4. Büyük işler yaptım; kendime evler yaptım; kendim için bağlar diktim;
5. kendim için bahçeler ve korular yaptım, ve onlarda her çeşit meyva ağaçları diktim;
6. ağaç yetiştirilen ormanı sulamak için kendime su havuzları yaptım;
7. köleler ve cariyeler satın aldım, ve evimde doğmuş kölelerim vardı; hem de çok malım, sığırlarım ve davarım vardı, benden evel Yeruşalimde olanların hepsininkinden çoktu;
8. hem de kendim için gümüş ve altın, ve kıralların ve vilâyetlerin hazinesini topladım; ve erkek ve kadın hanendeler, ve âdem oğullarının zevk aldıkları şeyler, bir çok kadınlar edindim.
9. Böylece büyüdüm, ve benden evel Yeruşalimde olanların hepsinden daha büyük oldum; hikmetim de beni bırakmadı.
10. Ve istedikleri hiç bir şeyi gözlerimden esirgemedim; yüreğimi hiç bir sevinçten alıkoymadım; çünkü bütün emeğimden ötürü yüreğim seviniyordu; ve bütün emeğimden payım da bu oldu.
11. Ve ellerimin yapmış olduğu bütün işlere, ve yapmak için çektiğim emeğe dönüp baktım; ve işte, hepsi boş, ve yeli kavramağa çalışmaktı; ve güneş altında bir kazanç yoktu.
12. Ve hikmet, ve delilik ve akılsızlık göreyim diye dönüp baktım; çünkü kıraldan sonra gelen adam ne yapabilir? çoktan yapılmış olan şeyi!
13. Ve gördüm ki, ışığın karanlığa üstünlüğü olduğu gibi hikmetin de akılsızlığa üstünlüğü var.
14. Hikmetli adamın gözleri başındadır, fakat akılsız karanlıkta yürüyor; böyle olmakla beraber anladım ki, hepsinin başına gelen şey birdir.
15. Ve yüreğimde dedim: Akılsızın başına ne geliyorsa, benim başıma da o gelecek; öyle ise niçin ben daha hikmetli oldum? Ve yüreğimde: Bu da boştur, dedim.
16. Çünkü akılsız adam gibi hikmetli adam için de ebedî anılma yoktur: çünkü gelecek günlerde her şey çoktan unutulmuş olacaktır. Hikmetli adam da nasıl akılsız gibi ölüyor!
17. Ve hayattan nefret ettim, çünkü güneş altında yapılan iş bana kötü göründü; çünkü hepsi boş, ve yeli kavramağa çalışmaktır.
18. Ve güneş altında çektiğim bütün emeğimden nefret ettim, çünkü onu benden sonra gelecek adama bırakacağım.
19. Ve kim bilir, o hikmetli mi olacak, akılsız mı? ve güneş altında kendimi hikmetli gösterip çektiğim bütün emeğim üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş.
20. Ve güneş altında çekmiş olduğum bütün emekten ötürü yüreğim bir şey ummasın diye yüz çevirdim.
21. Çünkü adam var ki, emeği hikmetle, ve bilgi ile ve muvaffakıyetle olur; fakat onda emek çekmemiş olan bir adama onu pay olarak bırakır. Bu da boş, ve büyük kötülük.
22. Çünkü bütün emeğinden, ve güneş altında emek çeken yüreğinin çabalamasından adama ne var?
23. Çünkü hep günleri ancak dert, ve emeği kederdir; geceleyin bile yüreği rahat etmez. Bu da boş.
24. Adam için yemekten ve içmekten ve emeğile canını sevindirmekten daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Allah tarafındandır.
25. Çünkü onsuz kim yiyebilir, ve zevk bulabilir?
26. Çünkü Allah hikmeti, ve bilgiyi, ve sevinci, kendi önünde iyi olan adama verir; fakat Allahın önünde iyi olana versin diye, toplamak ve yığmak zahmetini suç işliyene verir. Bu da boş ve yeli kavramağa çalışmaktır.

BAP 1

YERUŞALİMDE kıral olan Davudun oğlu Vaizin sözleri.
2. Boşların boşu, Vaiz diyor, boşların boşu, her şey boş.
3. Güneş altında çektiği bütün emeğinden insanın kazancı nedir?
4. Bir nesil gidiyor, ve bir nesil geliyor; fakat dünya ebediyen duruyor.
5. Güneş doğuyor, ve güneş batıyor, ve yerine, doğduğu yere, koşuyor.
6. Yel cenuba gidiyor, ve şimale dönüyor; döne döne gidiyor, ve yel dönüşlerini tekrar ediyor.
7. Bütün ırmaklar denizin içine akıyor, fakat deniz dolmuyor; ırmaklar aktıkları yere, yine oraya akmaktalar.
8. Bütün şeyler yorgunlukla dolu; insan onu söyliyemiyor; göz görmekle doymıyor, ve kulak işitmekle dolmıyor.
9. Ne var idi ise, olacak odur; ve ne yapıldı ise, yapılacak odur, ve güneş altında yeni bir şey yok.
10. Bak, bu yenidir, diyecek bir şey var mı? Çoktan, bizden evel olan asırlarda olmuştur.
11. Evelki nesiller anılmıyorlar; gelecek olan sonrakiler de kendilerinden sonra gelecek olanlar arasında anılmıyacaklar.
12. Ben, Vaiz, Yeruşalimde İsrail üzerine kıraldım.
13. Ve göklerin altında yapılmakta olan her şey hakkında hikmetle araştırmağa ve soruşturmağa yüreğimi verdim; bu kötü bir zahmettir, Allah onu adam oğullarına onunla uğraşsınlar diye vermiştir.
14. Güneş altında yapılan bütün işleri gördüm; ve işte, hepsi boş, ve yeli kavramağa çalışmaktır.
15. İğri olan doğrultulamaz; ve eksik olan sayıya gelemez.
16. Yüreğimle söyleşip dedim: İşte, benden önce Yeruşalimde olanların hepsinden ziyade hikmet artırdım, ve yüreğim çok hikmet ve bilgi gördü.
17. Ve hikmeti öğrenmeğe, ve deliliği ve akılsızlığı öğrenmeğe yüreğimi verdim; anladım ki, bu da yeli kavramağa çalışmaktır.
18. Çünkü çok hikmette çok keder var; ve bilgi artıran dert artırır.